KIRMIZI

Paylaşarak Destek Olun

(İşbu beyan; hususen, mevzunun hararetinin azalmasının akabinde kaleme alınmıştır. Hiddetimizden gelen şiddetin, şerlere azık olmasına mahal vermemek adına; nice kelimeler, beyandan çıkartılmıştır. Lakin Hakikati söylemekten beri durulmamıştır.)

Varoluşun felsefesi icabı, her şeyin bir haddi yani çizgisi vardır.

İçeriden dışarıya aşılmaması gereken çizgiler ve dışarıdan içeriye ihlal edilmemesi gereken çizgilerdir bunlar.

Çizgisi olmayan, karakterden mahrumdur.
Karakteri olmayan, insan değil başka bir şeydir.

Kişi; çizgisine sahip çıkmak, çizgisini aşan başkaları ile mücadele etmek ve başkalarının kendi çizgisine dokunması halinde misliyle mukabele etmek ile mükelleftir.

Bu mükellefiyetin icrası; moloz mahiyetinde bir hal ile değil, bir sanat eseri ile muteberdir. Zira insan; aklıyla, kalbiyle, ruhuyla ve bedeniyle eşsiz bir sanat eseridir. İnsan olduğunun kıymetine varmış olanın, bu sanata uygun fiil etmesi mecburidir.

Kişi, çizgisini feraset ile korumalıdır.

Arzumuz, beyanımızın sanata aykırı olmaması ve mümin ferasetine meyletmiş olmasıdır.

İnsanların kırmızı çizgisine yaklaşmayın.
Çok defa dokundunuz, artık dokunmayın.

Siz, bizim inandıklarımızı sevmiyorsunuz biliyoruz.

Sizin inandıklarınız,
inandıklarımızdan sebeple bize düşman idi.
Bize ve bizim inandıklarımıza,
siz de düşmansınız biliyoruz.

Biz sizi yadırgamıyoruz.
Binin atınıza, koşturun istediğiniz kadar.

Siz efendinizin yolunda gidin,
biz de Efendimiz’in yolunda gidelim.

Biz, sizin efendiniz olan şeytana uymayacağız.
Size dost da olmayacağız.
Bunu iyi belleyin.

Ucuz numaralar peşindesiniz.
Aklı yetersiz insanların ahmak illiyetsizlikleri ile fiilinizi gerekçelendirmeye çalışıyorsunuz.

İzahınızı, mantık ilmi dairesinde değerlendirmeye almıyoruz.
Zira zırva ile muhatap olmak, fehmi olan için lüzumsuzdur.

Çok akıllı zannediyorsunuz kendinizi.
Zulüm ile inşa olmuş mevcut dünya düzeninde, kendinizi başarmışlardan sayıyorsunuz. Ferasetiniz ile bizi esaret altında tutuğunuzun hayalindesiniz. Zavallısınız…

Şunu bilmelisiniz;
benim gibi ilimsiz bir garip dahi, en yetkin olanınız kim ise onun gibi yirmi tanesini sağ cebinden çıkartır. Akıbetinizi siz düşünün…

İnsanları sokağa dökmeye sebep olmak, haysiyetsiz bir girişimdir. Hem insanlığa hem inananlara hem de vatana ihanettir.

Devlet, necis fiile karşı gerekeni yapmalıdır ve yapacaktır.

Kanun yetersizdir. Yeterliliği için mücadelemiz devam edecektir.

Efendimiz, kırmızı çizgimizdir.
O’nun hatırına; değil memleketi, cihanı toz etsek dahi rahat etmeyiz.
Lakin sizin oyununuza da gelmeyiz.

Gönlümüz geniştir ve ferahtır…

Mevzu, malum olanın yine ayan olmasıdır.
İdrakımız, mevzunun varmak istediği neticelere vakıftır.

Evvel oyunlarınızı, bu masada bir daha oynatamayacaksınız.
Çabanız beyhudedir.

Kutsalımıza dokunmamayı da öğreneceksiniz.
Zira tarih, sövenlerin sönüşüne ve söndürülüşüne aşinadır.

Şunu da unutmayın;
Biz, sizin evvelinizi de ederinizi de çok iyi biliyoruz.
Kime yaradığınızın ve kime yarandığınızın farkındayız.

Münafık devşirme ahmaklar sizi heyecanlandırmasın. Biz, onların da kaç gram olduğunu biliyoruz.

Edepli oluşu, pısırıklık sanmayın.
Sükûnetli duruşu, korkaklık sanmayın.
Çok konuşmuyorsak, bilmiyoruz sanmayın.
Size hakkıyla mukabele etmiyorsak, yetmiyoruz sanmayın.

Hak olanı ve hakkınız olanı biliyoruz.
Lakin bekliyoruz.

Elleri arkada,
gözü her yanda,
aklı pünhanda
ve kalbi tüm cihanda;
mümin ferasetinin sükûnetiyle bekliyoruz…

Paylaşarak Destek Olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir